TARIHSEL BIR ANI
Atatürk Sivas'a son kez 13 Kasım 1937 tarihinde geldiklerinde kendilerini Sivas Lisesi'nin Kızılırmak oymağı izcileri olarak istasyonda karşıladık. Yanlarında Kültür Bakanı Saffet Arkan, İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya, Sabi Gökçan, İsmail Hakkı Tekçe ve yaveri Naşit Mengü bulunuyorlardı.
Atatürk, lise müdürü, matematik öretmeni Ömer Beykoz ve baş yardımcısı Felsefe öretmeni Faik Dranaz ve öteki ilgililerle birlikte doğrudan doğruya Lise'ye geldiler. Burada ilkin 4 Eylül 1919'da tarihsel kongrenin toplandığı Kongre Salonunu ve özel odaları gezdiler ve duygulandılar. Sonra topluluk halinde Lise'nin 9-A sınıfında programındaki geometri(O zamanki adıyla hendese) dersine girdiler. Bu derste Bir kız öğrenciyi tahtaya kaldırdılar. Öğrenci, tahtada çizdiği koşut çizgiyle kesişmesinden oluşan açıların Arapça adlarını söylemekte zorluk çekiyor ve yanlışlıklar yapıyordu. Bu durumdan etkilenen Atatürk tepkisini "Bu anlaşılmaz Arapça terimlerle öğrencilere bilgi verilmez. Derler Türkçe yeni terimlerle anlatılmalıdır "diyerek belirtip ve tebeşiri eline alıp, tahtada çizimlerle "zaviyenin" karşılığı olarak "açı", "dılı"'nın karşılı olarak "kenar", "müselles"'in karşılı olarak "üçgen" gibi Türkçe yeni terimleri kullanarak bir takım geometri konularını ve bu arada Pythagoras teorisini anlattılar.
Atatürk, bugün dilimizde karşılığı "koşut" olan "muvazi" sözcüğünün yerini kullandıkları "paralel" teriminin kökeninin açıklarken, Orta Asya'daki Türklerin, kağnının iki tekerleğinin bir dingile bağlı olarak duruş biçimini "para" adını verdiklerini söylediler.
Büyük önderimiz Atatürk, bu derste aynı zamanda Kültür Bakanı'na, ders kitaplarının birkaç ay içinde Türkçe terimlerle yeniden yazdırılıp, bütün okullara ulaştırılmasını buyurdular.
Bu tarihsel olaya Sivas Lisesi'nin öğrencisi olarak tanık olmam benim için mutlu ve unutulmaz bir anıdır.
Ömer L. Örnekol